Yapımcılığını BKM’nin üstlendiği, İmaj ve İtalya’dan R&C Produzioni ve Faros Film ortaklığıyla gerçekleşen; Türkiye’nin yıldızlarından oluşan kadrosuyla merakla beklenen “İstanbul Kırmızısı” filmi bu sinemaseverlerle buluşuyor.

Başrollerinde Halit Ergenç, Tuba Büyüküstün, Mehmet Günsür ve Nejat İşler’in yer aldığı “İstanbul Kırmızısı” dün akşam UniqHall’de gerçekleşen galasında ilk seyircileriyle buluştu.

İstanbul'un başrol oynadığı, eve dönüş, hesaplaşma ve aşk hikayesini çarpıcı bir dille anlatan filmin galası; kıyafet ve aksesuarlarından kırmızının eksik olmadığı yüzlerce davetlinin katılımıyla gerçekleşti.

Köklerinin var olduğu ülkesine 20 yıl sonra dönerek ilk Türk filmini çeken Özpetek’in adeta nostaljik bir İstanbul’u anlattığı filmi “İstanbul Kırmızısı” dakikalarca ayakta alkışlandı.

Yılın en çok merak edilen filmi 3 Mart’ta (bugün) sinemaseverlerle buluşmaya hazırlanıyor.

İstanbul Kırmızısı filminin Konusu

Orhan travmatik bir kayıptan sonra her şeyini kaybetmiş ve vahşi bir yaşama yönelmiş eski bir yazardır. Her şeyi bırakarak Londra’ya yerleşir ve editör olarak çalışmaya başlar. Yıllar sonra İstanbul’a geri döner. Bu geri dönüşün nedeni zamanını Paris, Londra ve Berlin’de geçirmiş ünlü yönetmen Deniz Soysal ile tanışmaktır. Deniz hem tarihi aile köşkünden annesini taşımak hem de yeni filmi için hazırlık yapmak için İstanbul’dadır. Deniz doğup büyüdüğü şehirdeki çocukluk anıların anlattığı bir Kitap yazmıştır.

Orhan’ın İstanbul’daki işi, yayınlanmadan önce kitaba son dokunuşları yapmaktır. Uzun yazışmalardan sonra İstanbul’da buluşurlar. Ancak ertesi Sabah Deniz ortadan kaybolur.

Orhan’ın gelişi ve Deniz’in ortadan kayboluşu ilginç bir rastlantıya işarettir. Gizli bir soruşturma başlatılır. Herkes Deniz’in bir daha geri dönmeyeceğinden endişelidir. Bu sırada, Orhan, Deniz’in kitabında anlatılanların gerçeğin gösterişli bir kopyası olduğunu fark eder. Görünen odur ki Deniz’in gizemli yaşamı ortadan kayboluşuyla birlikte aydınlatılmanın eşiğindedir.